AYNEN PAYLAŞMA İLKESİ

 

Türk Medeni Kanunu - Madde 642

                                   (1) Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir.

                                   (2) Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır.

                                   (3) Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir.

Türk Medeni Kanunu – Madde 651

                                   (1) Değerinde önemli azalma olmadan bölünemeyen tereke malı, bütün olarak mirasçılardan birine özgülenir.

                                   (2) Mirasçılar bir tereke malının bölünmesi veya özgülenmesi konusunda anlaşamazlarsa, o mal satılır ve bedeli bölüştürülür.

                                   (3) Mirasçılardan biri istemde bulunursa satış artırma yoluyla yapılır. Mirasçılar artırmanın şekli konusunda anlaşamazlarsa sulh hâkimi, artırmanın mirasçılar arasında veya herkese açık yapılmasına karar verir.

 

A) Kural

Paylaşmaya hâkim ilkeler arasında aynen paylaşma ilkesi de yer almaktadır. Nitekim, TMK m. 642/II’ye göre, “Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh hakiminden isteyebilir.” Bu hüküm uyarınca aynen paylaşma kural, nakden (para olarak) paylaşma istisnadır. İstisnanın uygulanması için aynen paylaşmanın mümkün olmaması gerekir. Bu takdirde aynen paylaşılamayan tereke malının satılmasından elde edilen bedel, mirasçılara miras payları oranında paylaştırılır.

TMK m. 642/II’ye göre tereke mallarının aynen paylaşılması kural olmakla beraber, aynen paylaşmanın mümkün olmadığı çeşitli durumlar söz konusu olabilir. Bu haller için kanun koyucu aynen paylaşım ilkesinin istisnası niteliğinde özel hükümler öngörmüştür.

B) İstisna

Aynen paylaşma ilkesine istisna oluşturan hallerin aynı zamanda eşitlik ilkesinin de istisnasını oluşturduğu kabul edilir. Zira, aynen paylaşım ilkesi esas olarak eşitlik ilkesine sıkı sıkıya bağlı, onun içinde yer alan bir ilkedir. Ancak, eşitlik ilkesinin mutlak şekilde uygulanması, bazı hallerde aynen paylaşım ilkesine ters düşer. Örneğin, eşitlik ilkesi gereğince terekede bulunan bazı malların satılıp değerinin paylaşılması, kural olarak aynen paylaşım ilkesine aykırılık oluşturur. İşte bu nedenle, aşağıdaki durumlar temelde aynen paylaşım ilkesinin istisnası niteliğindedir.

aa) Değerinde Önemli Azalma Olmaksızın Bölünemeyen Malların Mirasçılardan Birine Özgülenmesi veya Satılması

TMK m. 651’e göre; “Değerinde önemli azalma olmadan bölünemeyen tereke malı bütün olarak mirasçılardan birine özgülenir. Böylece, terekede böyle bir malın bulunması halinde, mal bütün olarak mirasçılardan birine tahsis edilerek, diğer mirasçıların anılan mal üzerindeki hakları ortadan kaldırılmaktadır.

Değerinde önemli azalma olmaksızın bölünemeyen mal, fiziken bölünmesi mümkün olmayan bir mal olabilir. Örneğin, bir ev, bir tablo maddi olarak bölünemez. Öte yandan, bölünmesi mümkün olmakla birlikte, bölünmesi sonucunda değerinde önemli azalma olabilecek mallar da TMK m. 651 kapsamına dahildir. Örneğin, parçalara ayrılabilen antika bir mücevher ya da üzerinde büyük bir iş merkezi yapılacak arsa böyledir. Terekeye dahil olan malın bölünmesi halinde önemli değer kaybına uğrayıp uğramayacağını hâkim takdir eder. Hâkim bu tespitte, malın bölünmesi halinde her bir kısmın satış değeri ve malın bütün olarak satış değeri arasındaki farkı göz önüne almalıdır. Şayet, malın türüne göre bu değerler arasındaki fark göz ardı edilemeyecek bir değer kaybı oluşturuyorsa, bölünme halinde önemli değer azalması sonucuna varılmalıdır. İşte, bölünmesi fiilen mümkün olmayan veya bölünmesi halinde önemli ölçüde değer kaybedebilecek tereke malı, TMK m. 651/I uyarınca mirasçılardan birine özgülenir. Mirasçılar ilgili malın kime özgüleneceği hususunda anlaşırlarsa, buna uygun olarak özgüleme yapılır. Ancak, eğer anlaşamazlarsa, bu halde nasıl hareket edilmesi gerektiği TMK m. 651/II’de düzenlenmiştir.

TMK m. 651/II’ye göre; “Mirasçılar bir tereke malının bölünmesi veya paylaşılması konusunda anlaşamazlarsa, o mal satılır ve bedeli bölüştürülür”. Bu durumda tereke malının satışına hâkim karar verir. Söz konusu hükmü lafzı göz önüne alınarak, bölünemeyen veya bölünmesi halinde önemli ölçüde değer kaybedecek olan malın satışı için mirasçıların özgüleme veya paylaşım hususunda anlaşamamaları yeterlidir. Ancak, doktrinde, bu nitelikteki tereke mallarının satışı için mirasçılar arasında uyuşmazlık bulunmasının yeterli olmadığı, ayrıca bu malların oluşturulan miras paylarına sokulamamasının da gerektiği savunulmaktadır. Bize göre bu görüş haklı ve yerindedir. Zira, aynen paylaşma ilkesi uyarınca, esas olan tereke mallarının değerinin değil, bizzat kendisinin paylaşımıdır. Ancak, aynen paylaşıma olanak bulunmadığı hallerde, malların satışı yoluna gidilebilir. O halde, TMK m. 651/II’de ancak, terekeden paylar oluşturulurken herhangi bir paya sokulamayan, dolayısıyla bölünemeyen tereke malları için uygulanabilir.

TMK m. 651/III’de de tereke mallarının satışı hükme bağlanmıştır. Buna göre; “Mirasçılardan birisi istemde bulunursa satış artırma yoluyla yapılır. Mirasçılar artırmanın şekli konusunda anlaşamazlarsa sulh hâkimi, artırmanın mirasçılar arasında veya herkese açık yapılmasına karar verir.” Sulh hâkimi, TMK m. 651/II’ye göre bölünemeyen tereke malının satışına karar verirken, satışın pazarlık veya açık artırma usulüyle mi yapılacağını da takdir eder. Ancak, mirasçılardan birisi satışın açık artırma yoluyla yapılmasını talep ederse, satış pazarlık usulüyle yapılamaz. Açık artırma usulüyle satışın mirasçılar arasında mı veya herkese açık olarak mı yapılacağı da hâkimin takdirine bağlıdır. Ancak, mirasçılar açık artırmanın şekli hususunda anlaşmışlarsa, açık artırma bu anlaşmaya uygun olarak gerçekleşir.

 

Av. M. Çağatay TANÇ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı.

Yorum Yaz


En fazla 500 karakter. 500 karakter kaldı.